Eylül 2011

2016 Yılında İzlemeyi Planladığım Filmler 2016 Yılında Okumayı Planladığım Kitaplar Adalet Ağaoğlu Adam Yayınları Aforizma Ahmet Altan Ahmet Say Akbank Caz Festivali Aklımda Kalanlar Alberto Giacometti Alejandro González Iñárritu Alexandre Cabanel Alıntı Alıntıladıklarım Alıştırmalar Altın Koza Film Festivali Anatole France Antoloji Ara Güler Arkas Sanat Merkezi Aspendos Opera ve Bale Festivali Ataol Behramoğlu Ayfer Tunç Aziz Nesin Bach Berlin Film Festivali Beyoğlu Sahaf Festivali Bilge Karasu Bilgi Yayınevi Birhan Keskin Boticelli Botticelli Caddebostan Kültür Merkezi Can Yayınları Candan Erçetin Cemal Süreya Claude Monet Çağan Irmak Çevrimdışı İstanbul Dağlarca Şiir Ödülü Değinmeler Deneme Dergi Devlet Tiyatroları Diego Velázquez Dinlediklerim Düşbükeyler Edebiyat Edgar Degas Edirne Kitap Fuarı Edward Munch Eleştiri Elias Canetti Emin Alper Enis Batur Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi Erzurum Eylül'e Mektuplar F. Scott Fitzgerald Fazıl Hüsnü Dağlarca Felsefe Ferit Edgü Film Filmekimi Fotoblog G. Cabrera Infante Galeri Gece Gece Edebiyat Gezi Giorgione Goethe Goya Gustav Klimt Gülten Akın Gündemdekiler Günler Günlük Günlükler Günün Şarkısı Haber Halikarnas Balıkçısı Hayat Notları Heykel Hilmi Yavuz Italo Calvino İçebakan İdil Biret İstanbul Bienali İstanbul Kitap Fuarı İstanbul Kukla Festivali İstanbul Modern İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali İş Bankası Kültür Yayınları İş Sanat İzlediklerim İzlek İzmir Avrupa Caz Festivali İzmir Sanat James Joyce Jan van Eyck Jean Auguste Dominique Ingres Johannes Vermeer John William Waterhouse Karalama Defteri Kırıntılar Kırmızı Kedi Yayınevi Kısa Metinler Kim Ki-duk Kitap Kitap Eleştirileri Kurşun Kalem Dergisi küçük İskender Kültür-Sanat Kürşat Başar Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi Listelediklerim Luc Besson Malraux Man Booker Ödülü Manet Marc Chagall Marguerite Duras Marlon James Matisse Mektup Melih Cevdet Anday Memet Fuat Metin Uca Metis Yayınları Mırıldandıklarım Michelangelo Milan Kundera Murathan Mungan Mühür Dergisi Müzik Nâzım Hikmet Nobel Edebiyat Ödülü Not Defteri Notos Nuri Bilge Ceylan Nuri İyem Oğuz Atay Okuduklarım Okuma Defteri Okuma Günlüğü Okuma Şenliği Onat Kutlar Opera Opus Amadeus Oda Müziği Festivali Orhan Pamuk Oscar Ödülleri Ödül Öğrendiklerim Ömer Kavur Önerdiklerim Öneri Öykü Özdemir Asaf Özlü Söz Paul Cézanne Paul Klee Penguen Kolu/Kanadı Pera Müzesi Picasso Plan Proje Quentin Tarantino Refik Durbaş Rembrandt Remzi Kitabevi Resim Resim Defteri Roman Rota Sabancı Müzesi Sait Faik Abasıyanık Salâh Birsel Sanat Sayıklamalar Seçtiklerim Sel Yayıncılık Selçuk Altun Selim İleri Sempozyum Seyir Defteri Sezen Aksu Sıla Sinema Söyleşi Sözcükler Sözünü Sakınmadan Stanley Kubrick Stefan Zweig Süreyya Operası Svetlana Aleksiyeviç Şiir Şiir Düşü Şiirler Tiyatro Tiziano Vecellio Tomris Uyar Ukde Van Gogh Varlık Dergisi Venedik Film Festivali Venüs Veysel Çolak Videolar Viktor Hugo William-Adolphe Bouguereau Yaşar Kemal Yavuz Turgul Yazar Yazı Masası Yazılar Yekta Kopan YKY Yön Yayınları Yusuf Atılgan Yücel Müştekin Zeki Demirkubuz

22:52:00 ,

nar çiçeğine
göz kırpan
renkli kelebek gibisin

yağmurun gelişini
bekleyen
hüzünlü mevsim gibisin

ruhumu huzura
erdiren
engin mavilik gibisin

umutsuzluk ikliminin ortasında
kalbime aşkı yağdıran
inatçı yağmur gibisin

aslında sen
kızgın bir çölün ortasında
gerçeği andıran bir düş gibisin

Tuna BAŞAR

/ birekimikibinyedi sıfırbeşotuzsekiz
Afyonkarahisar /


Bir harf bir insanın hayatında ne kadar etkilidir?

Çocukken “r” harfini söyleyemezdim. Bu nedenle “r” harfinin geçtiği kelimeleri kullanmamaya çaba sarf ederdim. Ama ne yazık ki o kadar çok içinde “r” harfi geçen kelime vardı ki istesem de bu eksikliğimi saklayamazdım. “r” harfinin içinde geçtiği kelimeler yüzünden arkadaşlarım benimle dalga geçerdi. Şiir okuduğum bir gün isminde “r” harfi geçen bir öğretmenim de bana gülmüştü. Bir çocuğun ruh dünyasında derin etki bırakan izler… Ama inat ettim. Tam 2 yıl boyunca bütün çabam “r” harfini söylemek içindi. Sonunda başardım da… Ve o günden beri özellikle içinde “r” harfi geçen kelimeleri üstüne basarak kullanırım. Sanki söyleyemediğim yıllara nispet yapar gibi.
Ama bugün yeniden “r” harfinden vazgeçiyorum. Çocukken bana işaret olarak gösterilen eksiklik şimdi bir başka yansıma şeklinde tekrardan hayatımda derin izler bırakıyor. O zamanlar okuduğum şiirlerde “r” etkisi görülürdü, şimdi ise hem okuduğum hem de yazdığım şiirlerde “r” etkisi görülüyor. Şiirler yazıyorum, şiirler okuyorum ve yine herkes bana gülüyor. “r” harfini ısrarla söylediğim için bende bir eksiklik olduğunu düşünüyorlar. Ve ben şimdi “r” harfini bir daha söylememek için çabalıyorum. Biliyorum ki 2 yıllık çabanın sonunda bunu da başaracağım.

Bir harf bir insanın hayatında ne kadar etkilidir?

Tuna BAŞAR

/ dokuznisanikibindokuz yirmion
afyonkarahisar /


Bir süredir dinlediğim özgün müzik parçalarını sizlerle paylaşmak istedim. 
Cevdet Bağca’dan BilesinLeyli LeyliBen Seni Yasaklarda SevdimSöyleyemedimAnlasana
İlkay Akkaya’dan Hadi GitAh LeleFırtınada GemimAyrılık ŞarkısıBir Şehri Özlemek, Bekle Buğday Tanesi, Seni Seviyorum, Mevlam Birçok Dert Vermiş, Bir Ay Doğar
Ahmet Kaya’dan Başım BeladaŞafak TürküsüKum GibiAcılara TutunmakBahtiyarBir Veda Havası
Grup Yorum’dan Haziran’da Ölmek ZorCemoÇav BellaUğurlamaDağlara Gel
Nurettin Rençber’den Kara GülAyrılık VaktiEski Yara
Kızılırmak’tan Ah SensizGidememAcının RengiGidersenGitmeHüzün YoldaşımYarim Yarim
Onur Akın’dan Seni Aşka YazmalıAsi ve MaviYağmur YüreklimYitik Liman
Suavi’den Hasret TürküsüTükenmeÜşür Ölüm Bile
Zülfü Livaneli’den ÖzgürlükYiğidim AslanımYangın YeriGüneş ToplaKarlı Kayın Ormanı, Leylim Ley, Kardeşin Duymaz
Leman Sam’dan Gül GüzeliKıyamam SanaGönülRüzgâr, İlla
Edip Akbayram’dan Hasretinle Yandı GönlümAldırma GönülBekle Bizi İstanbulGüzel Günler Göreceğiz
Sevinç Eratalay’dan Bir MayısEylem Güzelim

Tuna BAŞAR


Edebiyatın mutfağında edebiyat dergileri durur. Yeni fikirleri, yeni önerileri, yeni yazarları bir araya getirip, edebiyat geleneğinin yönlendirmesiyle yeni tatlar ortaya çıkarmaya çalışır her dergi ekibi.
Her derginin kendi bakış açısı, kendi sanat anlayışı ve kendi özgünlüğü vardır. Bazıları ustaları ön plana çıkarmaya çalışır, bazıları gençlerle yeniliğin peşinde koşar, bazıları da ustalarla gençleri harmanlayıp farklılığı bu şekilde ortaya çıkaracağını düşünür. Her birinin de kendince haklı olduğu noktalar vardır. Ama işin en güzel tarafı da Türk edebiyatındaki dergilerin her koşulda birbirlerine büyük destek vermeleridir. Edebiyata gönül vermiş her insan gibi dergiler de her derginin uzun soluklu olmasını, kalıcılığı sağlayıp bir ekol oluşturmasından yana tavır sergiler. Kapanan her dergi edebiyat dünyasında büyük bir üzüntüye sebep olur.
Yaklaşık 8-9 yıldır edebiyat dergilerini yakından takip eden biri olarak, her bulduğum dergiyi büyük bir merakla alıp, büyük bir açlıkla okuyan biri olarak, ben de her kapanan dergiden sonra büyük bir üzüntüye kapılırım. İçimde büyük bir acı oluşur ve her kapanan derginin elimde bulunan eski sayılarını ön plana çıkarıp vaktimi o dergiye ayırmaya çalışırım. Bu duyguyu çok yaşadım. Adam Sanat, Adam Öykü, E, Hayvan, Kaçak Yayın, Virgül, Picus, Eşik Cini, İmge Öyküler gibi dergilerin kapandığını duyduğumda bir dostumu kaybetmiş hissine kapıldım.
Dergileri takip etmeye Enis Batur’un kitap-lık’ığıyla başladım. Hemen ardından da E’yle tanıştım. Her ay elime kitap-lık ve E’yi alınca kelimelere dökmekte zorlanacağım bir mutluluk yaşardım. Ne zaman kendimi kötü hissetsem kitaplara ve dergilere sığınma ihtiyacım bu iki dergiyle başladı. Daha sonra Adam Sanat, Adam Öykü ve Varlık’ı da takip etmeye başladım.
İlk yazım Kaçak Yayın’da yayınlandığı için en çok onun kapanması üzdü beni. Tabii Virgül gibi bir derginin kapağında ismimin yayınlanması ve yazdığım yazının ön plana çıkarılması da çok büyük bir mutluluktu. Böyle büyük mutluluklara sebep olan dergilerin kapanması da büyük üzüntülere sebep oluyor.
Her kapanan derginin yerine yenileri alsa da (Notos, Sözcükler, Kurşun Kalem) insan keşke hiçbir dergi kapanmasa ama çok daha iyi dergiler yayın hayatına başlasa demeden edemiyor.
Keşke hayatımızda çok özel olan ilkleri geri dönüp zamandan alabilsek ve her zaman onları yaşatabilsek…

/üçhaziranikibinon onikisıfırdört
Aydın/

Tuna BAŞAR


Türkiye'nin 81 iline ayak basma projesi tüm hızıyla devam ediyor. Şimdi de Ağrı ve Erzurum...
Son 20 günde sırasıyla gittiğim şehirler: Muş, İstanbul, Edirne, İzmir, Diyarbakır, Bitlis, Van, Ağrı ve Erzurum. Önümüzdeki 2 ay içindeki planım ise; önce Ankara, sonrasında İstanbul ve Eskişehir. Daha sonra Afyonkarahisar, İzmir ve yeniden İstanbul. Araya Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin sıkıştırmalıyım. 2 aydan sonraki planlarımda Trabzon, Bursa, Kocaeli ve Kayseri var.
Bakalım, proje umduğum hızda ilerleyecek mi?
Erzurum'u şehir olarak beğendim. Doğudaki şehirler içinde Diyarbakır'dan sonra yaşanabilecek ikinci şehir. Tabii henüz Gaziantep'i görmedim. Fakat ömrünü batıda geçiren bir insan için Erzurum’da bulunmak Diyarbakır’a göre çok daha fazla huzur veriyor. Şehirleşmenin insana yetmediği durumlardan biri…
Gördüğüm şehirler içinde Van, Bitlis, Batman, Siirt, Muş ve Ağrı'dan daha güzel bir şehir Erzurum. Van'ın ve Bitlis'in iki ilçesi Tatvan'la Ahlat'ın en güzel tarafları ise Van Gölü manzarası.
Yalnız Palandöken Dağı’nı bu mevsimde görmek pek etkilemiyor insanı. Daha heybetli bir dağ olduğunu düşünüyordum. Ağrı Dağı'nı uzaktan gördüm ama o görüntü bile beni etkilemeyi başardı. Her dönemde tepesinde varlığını koruyan karlar etkileyiciydi.
Şehrin en büyük caddesi Cumhuriyet Caddesi. İnsan kalabalığı da bu caddede yoğunlaşıyor. Meşhur Ulu Camii ve Çifte Minare de bu cadde üzerinde.
Erzurum Kalesine de çıktık fakat kale ziyareti saat 17:00'de sona erdiği için yetişemedik. Kalenin yamaçlarından merkeze doğru inerken eski bir mahallenin içinden geçiliyor. Ayrıca Cumhuriyet Caddesinin bir arka sokağında Erzurum Evleri diye bir yer var. Şehirde zaten birçok tarihi yapıyla karşılaşırken bir de tarihi bir sokak ve tarihi Erzurum evlerini görmek hoş oluyor.
Erzurum'un meşhur iki yemeğini de tattım. Cağ Kebabı'nı pek beğenmedim. Kadayıf Dolması güzel bir tatlı.
İlk akşam Emirşeyh Köftecisi’nde meşhur köftesini yedik. Manisa köftesine çok benzeyen bu köfte çok lezzetliydi. İnsanın yemeye doyamadığı köftelerden biriydi. Meşhur Cağ Kebabını ise ikinci akşam Gel Gör Cağ Kebap Salonu’nda yedik. Ama ne yazık ki çok övülen bu kebabı ben pek beğenmedim. Erzurum Evlerinde de Kadayıf Dolmasını tattık. Gayet güzel bir tatlı. Dışındaki kadayıf daha çok hamur kıvamında olsa da yenmeye değerdi.
Erzurum'un en meşhur şeylerinden biri de Otlu taşı. Bu taşın en önemli özelliği kullandıkça parlaması. Oltu taşına çok benzeyen Rum taşından bunu ayırmanın en önemli yöntemi de parlaklık. Ama ilk bakışta iki taş da birbirine çok benziyor. Sırf bu taştan yapılan küpelerin, kolyelerin, tespihlerin satıldığı tarihi Rüstem Paşa Hanı (Taşhan) görülmeye değer. Ama Oltu taşı çok pahalı. Küçük bir tespih bile 50-60 TL. Hediye almak biraz zorlaşıyor o nedenle.
Erzurum insanı da beklediğimden daha güler yüzlü ve misafirperver çıktı. Erzurum soğuğu nedeniyle insanlarının da soğuk olacağı izlenimi vardı zihnimde ama karşılaştığım tüm insanlarda bir sıcaklık hissettim.
Şehirde hâlâ geçtiğimiz kış düzenlenen Üniversitelerarası Kış Olimpiyat Oyunlarının izlerini görmek mümkün.
Erzurum şehirleşmesiyle, tarihi yapılarıyla, yerel lezzetleriyle görülmeye değer bir şehir. Tabii bir de kış döneminde görmek ve kış turizmi konusundaki önemini fark etmekte fayda var.

Tuna BAŞAR

20:04:00

Boticelli'nin "Venüs'ün Doğuşu" isimli tablosu

• Antik Yunan dönemi Anadolu topraklarında da yaşanmıştır ve felsefenin, edebiyatın ve tiyatronun temelleri bu topraklarda atılmıştır. Biz niçin bu toprakların değerini fark edip Homeros'u, felsefenin tohumlarını atanları, Antik Yunan tiyatrosunu kendi kültürümüze katmaya çalışmıyoruz?

René Char

• Yaşadığı dünyadaki olaylara tepkisiz kalan, sorunlar karşısında yeni fikirler üretemeyen, hayata karşı ideolojik bir duruşu olmayan bir kişi aydın (entelektüel) olabilir mi?

Ferhat Göçer söylüyor: Aşkların En Güzeli

• TOFAŞ'ın Bursa'da açtığı "Anadolu Arabaları Müzesi"ni görmek isterdim.

Cemal Süreya'nın "Aşk" ve "Kanto" şiirleri...

  "seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu..."

  "ben nerde bir çift göz gördümse
              tuttum onu güzelce sana tamamladım
              sen binlerce yaşayasın diye yaptım bunu..."

Van Gogh

• Ben birini sevsem, o kişinin her şeyini merak ederim. Hayatındaki her şeyi... Doğduğu günden bugüne bütün yaşadıklarını... Evini, ailesini, arkadaşlarını, düşündüklerini, okuduğu kitaplardan dinlediği müziklere, her sabah uyandığı anda hissettiklerinden günün sonunda uyumak için başını yastığa koyduğu anda düşündüklerine kadar her şeyi...
  Ama hiç kimse beni merak etmiyor. Neler yaşadığımı, neler hissettiğimi, neleri niçin yazıya döktüğümü, şiirlerimi yazarken neler düşündüğümü...
  hiçbir şeyi...
  hiç kimse...
  merak etmiyor...

• Her sabah uyandığında ilk iş olarak rüyalarını yazmak...

Schopenhauer

•Türk müzik dünyası yabancıları taklit etmeye devam ediyor. Çok basit şeyleri taklit edip, yeni fikirler ortaya çıkaramadıklarını gördükçe kendimi çok kötü hissediyorum.

• Aya İrini

• Öneri listeleri hep hoşuma gitmiştir. Nerde bir öneri listesi bulsam iştahla incelerim. Bir de bu öneri listeleri kitap halinde yayınlanır ve en küçük detaylar dahi bu kitapta yer alırsa, işte o zaman demeyin keyfime. Daha önce "Ölmeden Önce" serisinde yayınlanan Seyretmeniz Gereken 1001 Film, Okumanız Gereken 1001 Kitap, Görmeniz Gereken 1001 Resim isimli kitaplar fazlasıyla ilgimi çekmişti. Şimdi de aynı serinin Dinlemeniz Gereken 1001 Klasik Müzik isimli kitabı çıkmış. Hemen bu kitabı da edinmeliyim.

Kafka-Milena aşkı

• Bomboş bir salonda, tek başıma izlediğim tek film Kim Ki-Duk'un "Yay" isimli filmiydi.
  Nerden geldi şimdi bu aklıma?

• Bazıları ilgisizlikten sıkılır, gider, kendisiyle ilgilenecek yeni birini bulur; bazılarıysa fazla ilgiden sıkılır, kendisinin ilgileneceği, ilgisiz birini bulur.

• Yemek kültürü hakkında tatmin edici bir yayın var mı:
Nerde ne yenir?
Hangi yemeğin yanında ne içilir?
Hangi yemekler birlikte yenirse ağız tadına daha iyi hitap eder?
gibi sorulara cevap verecek bir kaynağa ihtiyacım var.

• Beyaz Karanfil

• Kara Mizah'ın atası, başka bir ifadeyle kara mizahın İsa'sı Jonathan Swift'miş.

• Artık yaşadıklarıma başkalarını ortak etmemeliyim. Bütün sıkıntılarımı iç dünyamda çözüp, yüzüme palyaço neşesi eklemeliyim!

• Bir gün unutulacağı kesin olan ve hiçbir zaman işimize yaramayacak şeyler niçin öğretilmeye çalışılır ki? Böyle şeyleri öğrenmek isteğe bağlı olsa daha iyi olmaz mı?

• Keşke geriye dönüp hayatımızdaki en özel olan ilkleri geri alabilsek zamandan.

• Yöneticilerimiz hâlâ halkı azarlamaktan vazgeçmediler. Bu halk ne zaman onları azarlayacak?

• 19 (ondokuz)

Robert De Niro ve Al Pacino'nun başrolünü oynadığı "Orijinal Cinayetler (Righteous Kill)" isimli film.

• "İstanbul'da Bir Sürrealist: Salvador Dali" sergisi...

• Onurlu insanlar, gerektiği zaman istifa etmeyi bilen insanlardır.

• Kürtlerin mecliste temsil edilmesi durumunda terörün biteceğini söyleyenler, mecliste temsil hakkını elde eden partinin bu sorunu çözmek için hiçbir şey yapmadığını ve bu temsille birlikte terör olaylarının arttığını görüyorlar mı?
  Elbette ki Kürtlerin de mecliste temsil edilmesi gerekiyor, fakat bu temsilin terör sorunuyla bağlantılı olduğunu söylemek yanlış. Bir de Kürt sorununu terör sorunu gibi yansıtıp, kışkırtıcı bir tavır sergileyen bir parti temsil hakkı kazandıysa, işte o zaman sorun daha da büyür.

Tuna BAŞAR

Tuna BAŞAR

{picture#https://scontent-ams3-1.xx.fbcdn.net/hphotos-xfp1/v/t1.0-9/1185406_677123368993345_252884960_n.jpg?oh=9ad34d2cff4696ac91a0aa8f387e38cd&oe=575127C3} 1985 yılında doğdum. İzmir Karşıyakalı'yım. 2004 yılının son çeyreğiyle birlikte başladığım yazı serüvenime Gece Edebiyat adlı blog sayfamda devam ediyorum. Yazılarım ve şiirlerim Ada (Samsun),Aykırı Sanat, Berfin Bahar, BH Sanat, Çalı, Genç Hayat, İzmir İzmir, Kaçak Yayın, Kar, Koridor, Kum, Kuşak, Kül Öykü, Lacivert Sanat, Mor Taka, Onaltıkırkbeş, Sunak, Taflan, Varlık, Virgül gibi dergilerde yayınlandı. {facebook#https://www.facebook.com/tunabasar} {twitter#https://www.twitter.com/tunabasar35} {google#https://plus.google.com/+TunaBasar} {pinterest#https://www.pinterest.com/tunabasar35} {youtube#https://www.youtube.com/c/TunaBasar} {instagram#https://www.instagram.com/tunabasar35}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.