Şubat 2014

2016 Yılında İzlemeyi Planladığım Filmler 2016 Yılında Okumayı Planladığım Kitaplar Adalet Ağaoğlu Adam Yayınları Aforizma Ahmet Altan Ahmet Say Akbank Caz Festivali Aklımda Kalanlar Alberto Giacometti Alejandro González Iñárritu Alexandre Cabanel Alıntı Alıntıladıklarım Alıştırmalar Altın Koza Film Festivali Anatole France Antoloji Ara Güler Arkas Sanat Merkezi Aspendos Opera ve Bale Festivali Ataol Behramoğlu Ayfer Tunç Aziz Nesin Bach Berlin Film Festivali Beyoğlu Sahaf Festivali Bilge Karasu Bilgi Yayınevi Birhan Keskin Boticelli Botticelli Caddebostan Kültür Merkezi Can Yayınları Candan Erçetin Cemal Süreya Claude Monet Çağan Irmak Çevrimdışı İstanbul Dağlarca Şiir Ödülü Değinmeler Deneme Dergi Devlet Tiyatroları Diego Velázquez Dinlediklerim Düşbükeyler Edebiyat Edgar Degas Edirne Kitap Fuarı Edward Munch Eleştiri Elias Canetti Emin Alper Enis Batur Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi Erzurum Eylül'e Mektuplar F. Scott Fitzgerald Fazıl Hüsnü Dağlarca Felsefe Ferit Edgü Film Filmekimi Fotoblog G. Cabrera Infante Galeri Gece Gece Edebiyat Gezi Giorgione Goethe Goya Gustav Klimt Gülten Akın Gündemdekiler Günler Günlük Günlükler Günün Şarkısı Haber Halikarnas Balıkçısı Hayat Notları Heykel Hilmi Yavuz Italo Calvino İçebakan İdil Biret İstanbul Bienali İstanbul Kitap Fuarı İstanbul Kukla Festivali İstanbul Modern İstanbul Uluslararası Kısa Film Festivali İş Bankası Kültür Yayınları İş Sanat İzlediklerim İzlek İzmir Avrupa Caz Festivali İzmir Sanat James Joyce Jan van Eyck Jean Auguste Dominique Ingres Johannes Vermeer John William Waterhouse Karalama Defteri Kırıntılar Kırmızı Kedi Yayınevi Kısa Metinler Kim Ki-duk Kitap Kitap Eleştirileri Kurşun Kalem Dergisi küçük İskender Kültür-Sanat Kürşat Başar Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi Listelediklerim Luc Besson Malraux Man Booker Ödülü Manet Marc Chagall Marguerite Duras Marlon James Matisse Mektup Melih Cevdet Anday Memet Fuat Metin Uca Metis Yayınları Mırıldandıklarım Michelangelo Milan Kundera Murathan Mungan Mühür Dergisi Müzik Nâzım Hikmet Nobel Edebiyat Ödülü Not Defteri Notos Nuri Bilge Ceylan Nuri İyem Oğuz Atay Okuduklarım Okuma Defteri Okuma Günlüğü Okuma Şenliği Onat Kutlar Opera Opus Amadeus Oda Müziği Festivali Orhan Pamuk Oscar Ödülleri Ödül Öğrendiklerim Ömer Kavur Önerdiklerim Öneri Öykü Özdemir Asaf Özlü Söz Paul Cézanne Paul Klee Penguen Kolu/Kanadı Pera Müzesi Picasso Plan Proje Quentin Tarantino Refik Durbaş Rembrandt Remzi Kitabevi Resim Resim Defteri Roman Rota Sabancı Müzesi Sait Faik Abasıyanık Salâh Birsel Sanat Sayıklamalar Seçtiklerim Sel Yayıncılık Selçuk Altun Selim İleri Sempozyum Seyir Defteri Sezen Aksu Sıla Sinema Söyleşi Sözcükler Sözünü Sakınmadan Stanley Kubrick Stefan Zweig Süreyya Operası Svetlana Aleksiyeviç Şiir Şiir Düşü Şiirler Tiyatro Tiziano Vecellio Tomris Uyar Ukde Van Gogh Varlık Dergisi Venedik Film Festivali Venüs Veysel Çolak Videolar Viktor Hugo William-Adolphe Bouguereau Yaşar Kemal Yavuz Turgul Yazar Yazı Masası Yazılar Yekta Kopan YKY Yön Yayınları Yusuf Atılgan Yücel Müştekin Zeki Demirkubuz

14:35:00

Vincent Van Gogh

Ayçiçekleri, Patates Yiyenler, Buğday Tarlası ve Kargalar…
Her gün sayfalar dolusu yazı yazarmış.
Kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplar
Hugo, Dickens, Shakespeare okurmuş.
Londra’ya gidiyor ve kendini orda buluyor ve rahiplik mesleğinden uzaklaşıyor.
Bir dönem Paris’te kalıyor
Ressam arkadaşı Paul Gauguin

Ressamların, sanatçıların, edebiyatçıların dostları…

Mavi Kadife (Blue Velvet) isimli David Lynch’in yönettiği filmde, filmin başında kesik bir kulak bulan oyuncu… Burada Van Gogh göndermesi mi var?

Van Gogh’ta mavi kullanımı…

Teoman’ın sesinden “O Yaz”

• Etrafında gerçek dostları olanlar, yalancı dostlardan kendini arındırmayı başaranlar, zaman ve para gibi maddi kayıplar yaşamazlar. Gerçek dostları olanlar, genelde kısa süreli depresyon ve can sıkıntıları yaşayıp, dostları sayesinde bunların da üstesinden gelirler.


Christopher Nolan’ın “Memento” filmi…

• Aşk özlemle ilgilidir.
Beklemeyi becerememektir aşk… Aceleci olmaktır.
Aşk, özlemin yağında kavrulup, beklemeye bırakıldığı sürece güzeldir.


Selim İleri’nin “Cehennem Kraliçesi” adlı kitabından:
“Yalnızlık: herkes için geçerli tek yaşama biçimi.”
“Güzel erkekler özverisizdir. Bütün güzel insanlar özverisizdir.”
“Dostluk bir aldanıştan ibarettir. Kimse karşısındakini anlayamaz.”
“Resim yapabilmek için ağlamaya ihtiyaç vardı. Resim, aşk gibi, tutku gibi iç fırtınaları gereksinir.”
“İnsan sevmeyi unuttuğu yerlerde her şeyi çorak görür.”
“Cehennem başka nedir ki, insanın sevmediği bir kişiye yenik düşmesinden, sevmeyerek hâlâ ona bağlı kalmasından başka nedir ki cehennem!”
“Hayat: ölümün görülebilir yüzü.”
“Yaşanılanlar kâğıda aktarılınca etkisini yitiriyordu. Sözcüğü sözcüğüne de kâğıda geçirse, durum değişmeyecek, yazınsallık belirmeyerek o inanılmaz içsel titreşim, acı, şiire yansımayacaktı. Yaşam karşısında yenik düşüyordu şiir.”
“Çağrılmamak, bütün yalnız insanların, yalnız olmayanlarca belirlenmiş değişmez yazgısıdır.”
“Yalnızlık da bir aşk olur. Yanıt vermesini bilen tek aşk.”


Charlie Chaplin’in “Büyük Dikatatör” filmi… Özellikle yer küre şeklindeki balonla oynayan diktatörün elinde balonun patladığı sahne…


Tutunamayanlar’ın önsözünde Enis Batur’un bahsettiği kitaplar, dergiler:
- Joyce’un “Finnegans Wake”i
- Saatlari Ayarlama Enstitüsü
- Perçemli Sokak
- Vüs’at O. Bener’in “Yaşamasız”ı
- Kemal Tahir’in “Rahmet Yolları Kesti”si
- Üvercinka
- İshak
- Panayır
- Aylak Adam
- Avcıoğlu ve Soysal’ın “Yön” dergisi
- Mehmet Fuat’ın “Yeni Dergi”si
- Cemal Süreya’nın “Papirüs”ü
- Mısırkalyoniğne
- Bakışsız Bir Kedi Kara
- Hallaç
- Troya’da Ölüm Vardı
- Susuz Yaz
- Yılanların Öcü
- Cemo

Tutunamayanlar’da Selim Işık not almış:

“Çok iyi bilinmesi gereken Filozof ve Edebiyatçılar
Soren Kierkegaard
Oswald Spengler
Franz Kafka
Friedrich Nietzsche

• Dünyanın en büyük ahlaksızları kendi ahlaksızlıklarını ahlak olarak etraflarındaki insanlara empoze etmeye çalışanlardır.

• yeniden… bütün insanlardan beklentilerimi ortadan kaldırmaya çalışıyorum. bütün beklentilerimi sanatın karşılamasını istiyorum ya da sanattan hâlâ çok büyük bir beklentim var.

Tuna BAŞAR


Benim için daha önce okur karşısına hiç çıkmamış, ilk defa bir kitap sayesinde okurla buluşacak olan denemelerin, öykülerin ve şiirlerin ayrı bir yeri vardır. Sadece kitap için yazılmış olan ürünler, gözümde çok daha kıymetli bir noktaya ulaşırlar.
Dergileri yakından takip eden bir okur olarak, daha önce dergilerde okuduğum ürünleri kitaplarda da görünce bir burukluk yaşar, dergilere karşı yapılmış bir haksızlık hissine kapılırım.
Keşke kitaplar dışında yayınlanmış olan ürünler kitaplar dışında kalmaya devam etseler. Meraklı okur o kitaplar dışında kalan ürünlere bir şekilde ulaşmanın yollarını arasa.
Eski dergilerin peşine düşse…
Hem dergilerde yayınlanmış olan ayrıksı ürünler, bütünsel bir özellik taşıması gereken, kitaplardan uzaklaşmış olur bu sayede, hem de yayınlandığı dergiye çok büyük katkı sağlar.
Mesela Ayfer Tunç’un Suzan Defteröyküsü… İlk defa Geceyazısı dergisinde yayınlanmıştı. Daha sonra Taş-Kâğıt-Makas’ın içine dahil edildi. Kitabın bana göre en önemli öyküsü olmasına rağmen üzerinde büyük bir ayrıksılık taşıyordu. Bir süre sonra Ayfer Tunç da bunu fark etmiş olacak ki Suzan Defter’i ayrı bir kitap olarak yeniden yayınladı. Ki bana göre Suzan Defter Geceyazısı’nda yayınlanmadan önce kitap olarak, uzun öykü şeklinde basılmalıydı. Ya da madem bir dergide yayınlandı o dergide kalmalıydı.
Diyeceksiniz ki o zaman da bu tür dergilerde kalan eserlere ulaşamayabiliriz. Evet, haklısınız ulaşamayabiliriz, fakat bu sayede dergilerin önemi daha da artar. İnsanlar önemli bir eseri kaçırmamak için dergilere sarılırlar.
Dergiler de bu talep neticesinde baskı sayılarını artırıp, eski sayıları piyasada -bir süre de olsa- tutmaya devam edebilirler.

Tuna BAŞAR

21:05:00
5. Gün

İstanbul’a en çok tepeden bakmayı seviyorum. Gerek uçakla her gelişimde, gerekse de şehrin yüksek noktalarına her çıktığımda büyük bir keyif alıyorum. Fakat şehre her tepeden baktığımda bir çocuğun oyuncaklarını gelişigüzel bir kenara koyduğunda oluşan manzara gibi bir manzarayla karşılaştığımı hissediyorum. Her biri birbirinden güzel olan gerek tarihi yapılar, heykeller, camiler; gerekse de modern mimarinin ürünü olan binalar bana büyük bir karışıklık hissiyatı veriyor. Her seferinde elimi uzatıp her bir yapıyı daha düzenli bir şekilde yeniden yerleştirme isteği ağır basıyor içimde.
Sana bir tepeden baktım aziz İstanbul, diyorum Yahya Kemal gibi ve daha planlı bir mimari düzenlemenin zamanında yapılmış olmamasına üzülüyorum.

Tuna BAŞAR


28 Ekim 2012 Pazar
Diyarbakır

Sevgili Eylül,

Son zamanlarda günlüklere çok fazla önem vermeye başladım. Zaten bir süredir kendi günlüğüme haddinden fazla zaman ayırıyordum. Bazılarını yayınlıyorum zaten, okuyorsundur. Bunun yanında önemli edebiyatçıların günlüklerini okumak fazlasıyla keyif vermeye başladı bana. Özellikle Cemal Süreya’nın Günler’i elimden düşmüyor nerdeyse. Dönüp dönüp aynı satırları defalarca okuyorum. Hatta ondan etkilenerek ben de “Günler” başlığıyla günlükler yayınlamaya başladım. Zamansız ve mekânsız günlükler…
En kısa zamanda da Tomris Uyar’ın günlüklerine, Gündökümü’ne başlayacağım. Zamanında Tomris Uyar’ın günlüklerinin etkisiyle günlük tutmaya başladığını söylemiştin. Sen de Tomris Uyar gibi kendini bir “uyumsuz” olarak niteliyordun. Her zaman olduğu gibi kadın yazarları hep ön planda tutuyordun ve onların etkisi çok fazla hissediliyordu üzerinde. Uzun zamandır yan yana gelemediğimiz için yazdıklarını okuyamıyorum ama hâlâ Tomris Uyar’ın etkisi var mı üzerinde, merak ediyorum.
Sen de çok fazla yazmadın bir süredir. Neleri okuyorsun? Yeni keşfettiğin yazarlar var mı?
Son günlerde Hülya Soyşekerci isimli yazar dikkatimi çekmeye başladı. Yazdığı eleştiri yazılarıyla, yayınladığı kitaplarıyla… Sen daha önce fark etmiştin sanırım. Bir ara ben de kendisiyle iletişime geçtim. Daha doğrusu o beni buldu. Şiir Üzerine Kısa Bir Yazı başlıklı denememi İzmir İzmir dergisinde yayınlamak istedi. Elbette ki İzmir kent kültürü dergisi alt başlığıyla yayın yapan bir dergiyi ve editörünü kıramazdım. Hülya Soyşekerci’nin Mavi Harfler Atölyesi adlı kitabını en kısa zamanda okumayı düşünüyorum. Kitap hakkındaki düşüncelerimi de yazarım sana.
Mutlaka Okunması Gereken Kitaplar listesi üzerinde yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyorum. Daha önce sana biraz bahsetmiştim. Türk ve dünya edebiyatının en önemli kitaplarını belirleyip sırayla okuyacağım. Bazılarını daha önce okumuştum. Henüz okuma fırsatı bulamadığım önemli kitaplar da var ne yazık ki. İlahi Komedya, İskenderi’ye Dörtlüsü, Ulysses, Kayıp Zamanın İzinde, Gecenin Sonuna Yolculuk gibi…
Senin önerilerinle okuduğum önemli kitapları da unutmuyorum tabii ki. Özellikle bayan yazarları ve bir bayanın başkahraman olduğu kitapları… Anna Karenina’yı, Madame Bovary’yi, Mrs. Dalloway’i, Bir Kadının Portresi’ni… Virginia Woolf, Sylvia Plath, Doris Lessing, Tomris Uyar, Sevgi Soysal, Tezer Özlü, Nilgün Marmaragibi yazarları…
Aslında 200 yazardan 200 kitap seçecektim bu liste için ama bu fikrimden caymak üzereyim. Bazı yazarların birden fazla önemli kitabı olması nedeniyle bazı kitapları liste dışı bırakmak doğru olmazdı. O nedenle liste 150 yazarın en önemli kitaplarından oluşacak sanırım. Listeyi yakında sana göndereceğim. Senin de bu liste için önerilerin olacaktır.
Bu arada son günlerde Murathan Mungan’ın denemelerine ve şiirlerine odaklanmaya çalışıyorum. Kadından Kentler isimli öykü kitabı da sırada bekliyor. Bu kitabı mutlaka okumuşsundur diye düşünüyorum. Düşüncelerini yazarsan belki Kadından Kentler’i okuma sıramda öne alabilirim.
En kısa zamanda görüşmek üzere. Sevgilerimle.

Tuna BAŞAR

16:47:00 , ,

planladıklarım

1. Yakın zaman önce okuduğum Ayfer Tunç’un Dünya Ağrısı, Tezer Özlü’nün Yeryüzüne Dayanabilmek İçin ve Murathan Mungan’ın 189 Sayfa kitapları için Kitap Eleştirileri’ne; Enis Batur’un Ölesiye Sanat kitabı için de Okuma Defteri’ne yazılar yazmalıyım.
2. Bir an önce Ukde adlı projem hakkında Penguen Kolu/Kanadı’na bir yazı yazmalıyım ve bu projeye başlamalıyım.
3. Uzunca bir süre önce tamamladığım Hayat Notları -XI-’i yayınlamalıyım ve Hayat Notları -XII-için de eski yazdığım notlardan bir bütün oluşturmalıyım.
4. Çiğdem Vitrinel’in yönettiği Geriye Kalan filmi için Seyir Defteri’ne bir eleştiri yazısı yazmalıyım.
5. Dergiler başlıklı projem için edebiyat dergilerini yakından takip edip notlar almalıyım.
6. Eylül’e Mektuplar projem doğrultusunda yazdığım iki mektubu yayınlamalıyım ve bu projeye daha fazla zaman ayırmalıyım.
7. Daha önce Karalama Defteri’nde yayınladığım Erzurum başlıklı yazımı gözden geçirip İzlek’te yayınlamalıyım. Bitlis üzerine yazdığım yazıyı da tamamlamalıyım.

Tuna BAŞAR

13:46:00 , ,

14 Nisan 2013
Pazar

Birkaç gündür İstanbul’dayım. İstanbul’u detaylı bir şekilde gezmek için de bir hafta vaktim var. Uzun zamandır planladığım İstanbul üzerine yazıyı bu süre içinde yazarım diye düşünüyordum, fakat bu şehri gezdikçe sadece bir yazıyla bu muhteşem şehri anlatmanın mümkün olmadığını bir kere daha fark ettim. O nedenle ben de İzlek’e yeni bir alt başlık eklemenin daha iyi olacağı kararına vardım: İstanbul Üzerine Notlar.
8000 yıllık bir tarihe sahip olan bu şehrin her bir noktası için en az bir yazı yazmak gerekiyor. Hem tarihi dokusu, hem kültür-sanat yaşamı, hem de modern yüzü için detaylı notlar almayı düşünüyorum. Bu şehri gezerken her zaman bir rehbere ihtiyaç var ve bu konuda bana göre en iyi rehber de Saffet Emre Tonguç ve Pat Yale’nin birlikte hazırladıkları Boyut Yayınları’ndan çıkan İstanbul Hakkında Her Şey adlı kitap. En kısa zamanda İstanbul Üzerine Notlar’a başlayacağım.
Aynı şekilde İzmir Üzerine Notlar da planladıklarım arasında. Bugüne kadar İzmir üzerine yayınlanmış çok fazla kaynak kitap olmasa da İzmir de İstanbul gibi hem tarihiyle, hem turistik yerleriyle, hem de modern yüzüyle ve yaşam tarzıyla kitaplar dolusu anlatılacak bir şehir bana göre. O nedenle İzmir üzerine de sadece bir yazı yazmak yeterli olmaz.
Bu iki projeye en kısa zamanda başlayacağım ve daha önce planladığım, fakat bir türlü başlayamadığım “Fotoğrafladıklarım” adlı projemi de bu projelerin yönlendirmesiyle hayata geçireceğim.

on4nisan’13gecesi istanbul

Tuna BAŞAR

Tuna BAŞAR

{picture#https://scontent-ams3-1.xx.fbcdn.net/hphotos-xfp1/v/t1.0-9/1185406_677123368993345_252884960_n.jpg?oh=9ad34d2cff4696ac91a0aa8f387e38cd&oe=575127C3} 1985 yılında doğdum. İzmir Karşıyakalı'yım. 2004 yılının son çeyreğiyle birlikte başladığım yazı serüvenime Gece Edebiyat adlı blog sayfamda devam ediyorum. Yazılarım ve şiirlerim Ada (Samsun),Aykırı Sanat, Berfin Bahar, BH Sanat, Çalı, Genç Hayat, İzmir İzmir, Kaçak Yayın, Kar, Koridor, Kum, Kuşak, Kül Öykü, Lacivert Sanat, Mor Taka, Onaltıkırkbeş, Sunak, Taflan, Varlık, Virgül gibi dergilerde yayınlandı. {facebook#https://www.facebook.com/tunabasar} {twitter#https://www.twitter.com/tunabasar35} {google#https://plus.google.com/+TunaBasar} {pinterest#https://www.pinterest.com/tunabasar35} {youtube#https://www.youtube.com/c/TunaBasar} {instagram#https://www.instagram.com/tunabasar35}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.