Son zamanlarda edebiyat konusunda ahkâm kesen tipler üredi. Bilmem siz de farkında mısınız? Belli bir ideolojinin yönlendirmesiyle hareket eden tipler bunlar. Bir nevi İslamcıların edebiyatı da sahiplenme isteğinin ön planda olan kişileri.
Belli yönlendirmeler sonucunda edebiyat konusunda bilgili olduklarını, yeterli birikime sahip olduklarını düşünen ve insanları edebiyat çevresinde toplamaları konusunda yönlendirilerek topluma salınan, fakat bilgi birikimleri özellikle de edebiyat bilgileri çok kısıtlı olan kişiler bunlar.
Onlar için birkaç yazar/şair vardır ve onların dışındaki yazarlar önemsizdir. Necip Fazıl’dır onlar için en önemli şair. Mehmet Akif, Sezai Karakoç ve İskender Pala vardır bir de… Bunlar dışında şair tanımazlar. İsmini bildikleri şairleri de beğenmezler. Nâzım’ı hiç sevmezler, Orhan Veli sıradan şairdir onlar için, Attilâ İlhan ulusalcı bir televizyon programcısı. İlhan Berk’i, Ece Ayhan’ı, Cemal Süreya’yı, Enis Batur’u tanımazlar, isimlerini bile duymamışlardır. Hilmi Yavuz ise gazetede yazdığı köşe yazılarıyla tanınır. Onun bile şiirlerini alıp okumazlar. küçük İskender ise laik bir eşcinseldir onlar için.
Romancılarımızı da tanımadıkları gibi onlar için Türk edebiyatının en önemli romanı Şule Yüksel’in Huzur Sokağı’dır. Herkese bu kitabı öncelikle tavsiye ederler. Mutlaka okunması gereken, çok önemli bir roman olduğunu dillerinden düşürmezler. Peyami Safa romanları vardır bir de onlar için. Bazıları Elif Şafak’tan bahseder. Birkaçının elinde de Orhan Pamuk görmek mümkündür. Fakat hayatlarında Tutunamayanlar’ı hiç duymamışlardır. Yaşar Kemal onlar için okunacak bir yazar değildir. Ahmet Hamdi için okuyup okumamakta kararsız kaldıklarını işitirsiniz. Bu bile mutlu eder sizi onlarla sohbetin sonlarına doğru.
Ferit Edgü’yü de bilmezler, Tezer Özlü’yü de Sevim Burak’ı da. Günümüz Türk Edebiyatı hakkında da hemen hemen hiç bilgiye sahip olmadıkları gibi edebiyat dergisi de takip etmezler. Ve daha birçok önemli yazardan bihaber yaşarlar. Ama öylesine komiktir ki bunlar, her şeyi bilir havaları öylesine etkilemiştir ki kısıtlı bilgilerini böbürlenir de böbürlenirler. Bir şey bildiklerini sanıp oturup sohbet etmeye başlayınca önce çok sinirlenirsiniz, fakat kısa bir süre sonra bir komedinin orta yerinde olduğunuz için gülmeye başlarsınız. Onlar konuştukça bunun nasıl da büyük bir provokasyon olduğunu görüp kendi kendinize bu tiplerin edebiyatı ele geçireceklerini sanıyor olmalarına gülmenin etkisiyle tepki veremez olursunuz.
/ sekiztemmuzikibindokuz onüçelliyedi
İzmir /
Tuna BAŞAR
Yorum Gönder