Umberto Eco, Gülün Adı romanını yeniden gözden geçirirken karşılaştığı hataları ve yaptığı düzeltmeleri şu şekilde açıklamış: “Ortaçağ’a ait bazı belgelerin hızlı olarak çevrilmesinden kaynaklanan birtakım yanlışları düzelttim; örneğin o çağın kurutulmuş bir bitki koleksiyonunda bulduğum cicerbita sözcüğünü cucurbita diye okumuş ve onu balkabağına dönüştürüvermişim. Oysa balkabağı Ortaçağ’da bilinmiyordu ve kıtamıza, daha sonra, Amerika’dan gelecekti. Bir yerde dolmalık biberden ve bir kemandan da söz etmem yanlıştı. Benim keman dediğim enstrüman o zamanlar bir çeşit viyola olmalıydı. Bir yerde Adso birkaç saniyede bir şeyler yaptığını anlatır, oysa Ortaçağ’da zaman ölçüsü olarak saniye kavramı yoktu. Öykü, bir Ortaçağ metninin ondokuzuncu yüzyılda Fransızcadan yapılan çevirisi olarak aktarıldığı için saniyelerin sayımı Rahip Vallet’ye ait olarak gösterilebilirdi ve olduğu gibi bırakılabilirdi, ama romanımı yeniden gözden geçirmeye ve düzeltmeye karar verdiğim için titiz davranmak istedim.”*
Okurun çok fazla dikkatini çekmeyecek fakat anlatılan dönemle ilgili bilgi sahibi kişiler için rahatsızlık verecek bu hatalar büyük bir yazar için gerçekten üzüntü verici ki Umberto Eco da bunu içtenlikle belirtiyor, fakat bu denli önem arz etmeyen hatalar Türk edebiyatındaki tarihsel romanlarda yapılsa, ki daha büyükleri sürekli yapılıyor, yazarlarımız ve bazı eleştirmenlerimiz nasıl tepki verirler? “Bu sadece bir roman, tarih kitabı değil!” diyeceklerini duyar gibiyim. Zaten bu tarz savunmaları defalarca duyduk. O nedenle Umberto Eco’nun bu açıklamasını dikkatle okumakta fayda var.
Tuna BAŞAR
* Umberto Eco, Gülün Adı, Can Yayınları, 23. Baskı, 21. sayfadaki “Yeni Baskıya Not” başlıklı bölümün ikinci paragrafı
Yorum Gönder