Pazar
Uzun zamandır heyecanla beklediğim Genel Seçim yapıldı ve ne yazık ki yine büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. 2002 ve 2007 seçimlerinde de Cumhurbaşkanlığı ve Anayasa referandumunda da yaşadığım hisleri bugün daha da artarak yaşadım.
Belki de gerçekçi olmayan bir heyecanla beklemiştim seçimleri. Seçim öncesi yapılan anketlere ve bazı gazetecilerin yazdıklarına aldanmıştım sanırım. Yine AKP’nin birinci parti olacağından şüphem yoktu fakat %50 oy alacağı hiç aklıma gelmezdi. Tabii bu durum AKP’nin başarısından önce muhalefetin büyük bir başarısızlığı anlamına geliyor. Kılıçdaroğlu’nun ve Bahçeli’nin muhalafet anlayışı AKP’yi zayıflatmaya yetmiyor. Hatta yapılan yanlış muhalefet daha da güçlenmesine sebep oluyor. Bunu görmeleri lazım ve artık muhalefet liderliğini bırakmaları gerekiyor.
Sonuçta halkın verdiği oylara saygı duymaktan başka yapabileceğimiz bir şey yok. Yaşanan onca olay bile, bir emekli öğretmenin ölmesi, bir genç kızın çocuğunu düşürmesi, bir sürü üniversite öğrencisinin dayak yemesi, suçu belli olmayan insanların yıllarca hapishanede kalması bile, bu halka bir şeyleri göstermeye yetmiyorsa elden ne gelir. Ne demişler her halk hak ettiği şekilde yönetilir.
Seçimin iyi tarafı bağımsız adayların beklenenden fazla sayıda milletvekilini meclise göndermeleri ve elbette ki benim için Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın seçilmiş olmaları. Gönül isterdi ki Tuncay Özkan da seçilebilsin…
Ve elbette çok uzun zaman sonra alınan oyların yaklaşık %94’ünün meclise yansıyacak olması da çok önemli bir gelişme.
Her zamanki gibi güzel şehrim İzmir muhalif olarak ayakta kalmayı başardı. Bu da benim için çok önemliydi. Her şeye rağmen İzmir var, diyebileceğiz. En azından 4 yıl daha…
Seçim mağlubiyetini unutmanın en iyi yolu, her zaman kendimi kötü hissedince yaptığım gibi, sanata sığınmak. Bu sefer şiire, öyküye veya bir romana değil de sinemaya sığınmayı tercih ettim. Beni bu dünyadan uzaklaştıracağını düşündüğüm bir filme, David Lynch’in Mulholland Çıkmazı’na… Uzun zaman olmuş bu filmi izlemeyeli. Bayağı iyi geldi.
İşte bu film bana her seferinde gerçek bir sanat etkisi yaratıyor. Ara ara tekrar izleme isteği, tekrar okuma, tekrar dinleme isteği uyandıran eserlerdir zaten sanat eseri. O nedenle zaten tekrarlama isteği uyandırıyor ya…
on2haziran’11gecesi mutki
Tuna BAŞAR
Yorum Gönder