Afyonkarahisar
Sevgili Eylül,
Günlerim bir mahkûmun kalabalık bir koğuş içindeki yalnızlığı gibi derin bir yalnızlık içinde geçiyor. Bu şehirde hapisteymişim hissine kapılıyorum çoğu zaman. Kalabalık içindeyim oysaki. Fakat etrafımdaki insanların çoğu sabıkalıymış gibi görünüyor bana. Aralarında birkaç tane de suçsuz yere burada bulunan, fakat suçsuzluğunu ispat edemeyen, birileri tarafından suçlu damgası vurulan insan da var elbette. Tek tesellim o insanlar. Benimle aynı kaderi paylaşan, benimle aynı yalnızlığı hissedenler…
Böyle bir kalabalığın içinde olmak insanı gerçekten çok üzüyor. Eski arkadaşlarımı, seni çok özlüyorum. Eksikliğiniz yüreğimde geri dönüşümsüz nasırlara sebep oluyor.
Bu kalabalıktaki insanların çoğuyla anlaşamıyorum. Anlaşmaya çalışsam da bu kadar sorunlu insanın içinde sorunlar peşimi bırakmıyor. İnsanlar beni çok fazla yanlış anlıyor. Ben de bazen kendimi ifade etmekte zorlanıyorum. Bırakıyorum her şeyi… İnsanlar nasıl anlamak isterlerse öyle anlasınlar.
Hani eskiden sana çok sık derdim ya; iki gündür tanıdığın insanlara fazlasıyla değer verdiğin oluyor diye. İşte ben de bazen bu yanlışa düşüyorum. İki günlük insanların kendilerini çok değerli hissetmesine sebep oluyorum. Bu değer onların daha da büyük hatalar yapmasına, genelde vurdumduymaz tavırlar içine girmesine sebep oluyor. Eskiden yaptığım eleştirinin çok haklı olduğunu birebir yaşayarak anlıyorum. Biliyorum ve hissediyorum ki hiç kimse eski dostların boşluğunu doldurmuyor.
Bu kalabalığın içinde yalnızlığımı bir tek kitaplar paylaşıyor. Sürekli okumaya çalışıyorum. Şu an elimde sekiz kitap var: Rimbaud’ya Akıl Notları, İskelenin Altındaki Deniz, Y’ol, Kötülük, Gönderen, Böyle Buyurdu Zerdüşt, Michalengelo ve Gece.
Okuyorum ve yazmaya çalışıyorum. Çok uzun zamandır şiir yazamıyorum. Eskiden bir dize takılırdı zihnime. Bir motif gibi o dizeyi işlemeye, farklı kelimelerle o dizeyi yeniden örmeye çalışırdım. Bazen ortaya çok güzel şiirsel metinler çıkardı. Fakat son günlerde hiçbir dize takılmıyor zihnime. Not Defterim ve Gece’yle oyalanıyorum Ve tabii ki seni düşünüyorum. Hayalin hep benimle... Seni çok özlüyorum ve seninle karşılaşacağımız ilk günü bekliyorum.
O aydınlık gözlerin ışığım olmasa burada, bu mahkûmiyet içinde zaman geçmezdi herhalde.
tuna
Yorum Gönder