ülkenin bütünlüğünü yok etmeye çalışanlara
Türkiye’de son günlerde çok saçma açıklamalar yapılmaya başlandı. Özellikle “Kürt açılımı” tartışmaları başladıktan sonra ülke insanını kutuplara ayırmaya çalışan, fiziki olarak olmasa da söylem olarak ülkeyi bölmek yönünde sözler sarf edenler türedi.
Etnik köken üzerinden siyaset yapanlar, bu etnik köken üzerinden siyaset yapanların yerinde gözü olanlar ve ülkenin bölünmesi yönünde aşkla tutuşanlar durmadan gündemi aynı konuda sabitlemeyi başarıyorlar.
Bu ülkenin halkına Türk Milleti denir ve bu topraklar üzerinde başka bir millet yoktur. Türk sözü de Türk Milletini ifade eder. Yani Türk demek ırksal veya etnik kimlikten bahsetmek değildir. Türk demek Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olmak demektir. Ama ne yazık ki bazı kendini bilmezler bu Türk sözcüğünü Kürt sözcüğüyle eş değermiş gibi göstermeye çalışıyor. Ve bu topraklarda yaşayan Türk Milletinin yanına Kürt sözcüğünü getirerek ikilem yaratmaya çalışıyor ve bunda da başarılı oluyor. Bu ülkenin başbakanı, başbakan yardımcısı, milletvekilleri bile bu ayrımı yok sayarak Türk Milletinin yanına Kürt Halkını getiriyor ve bu ülkede Türkler ve Kürtler diye iki millet vardır imasında bulunmaya çalışıyorlar.
Evet, bu topraklar üzerinde Kürt halkı diye bir topluluk vardır, fakat bunlar millet değillerdir. Bu topraklar üzerinde yaşayan Kürt Halkı da Türk milletini oluşturur ve bu topraklar üzerinde yaşayan Kürt halkına da Türk Milleti denir.
Millet olabilmek için tarih birliği, dil birliği, toprak bütünlüğü, bayrak ve bir arada yaşamayı bilen bir halka ihtiyaç vardır. Sadece halkın varlığı millet olmak anlamına gelmez.
Bu ayrımı, bu farkı birilerinin çıkıp ülkeyi yönetenlere de anlatmasının zamanı geldi de geçiyor bile. Birileri anlatıncaya kadar ben en azından yazmaya devam edeceğim ve Atatürk’ün o en meşhur sözünü gururla haykıracağım: “Ne mutlu Türküm diyene.”
Tuna BAŞAR
/ yedieylülikibindokuz yirmielliüç
afyonkarahisar /
Yorum Gönder