Pazartesi
Birkaç gündür kendimi kötü hissediyorum. Üzerimde büyük bir halsizlik var. Biraz da ateş… İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. Mrs. Daloway’i okuyorum yavaş yavaş. Biraz da gazetelere göz atıyorum. Aslında hava güzel, insanın içinden “çok şey yapmalı” düşüncesi geçse de gücü olmayınca yapamıyor. İşte bu durumu hiç sevmiyorum.
Oysa ne planlarım vardı. Özellikle geçen hafta başlayacağım yeni projeyi de erteledim: Yazmak Eylemi. Ferit Edgü’nün aynı isimli kitabından esinlenerek ortaya çıktı bu proje. Ferit Edgü, bu kitabında bir olayı 101 farklı şekilde yazmayı denemiş ve ortaya çok keyifli bir kitap çıkmış. İlk okuduğumda da beni etkilemişti bu düşünce, fakat yazmayı ya da proje haline getirmeyi akıl etmemiştim.
Ben de Ferit Edgüsel metinler şeklinde bir olayı 101 farklı şekilde yazmalıyım, diye düşünmeye başlayınca ortaya çıktı bu proje. Henüz hangi olaydan yola çıkarak 101 farklı metin yazacağıma karar veremedim. En son İdil Biret konserini basanlar için bu projenin ilerleyebileceğini düşündüm, fakat o saçma olayı her gün düşünüp, farklı şekilde yazmaya çalışınca olayın iğrençliği nedeniyle hayattan soğuyacağımı düşündüğüm için vazgeçtim. Bir de en kısa zamanda Raymond Queneau’nun Biçem Alıştırmaları isimli kitabını da okumalıyım. Ferit Edgü’ye Yazmak Eylemi için o kitap esin kaynağı olmuş. Bu projenin aynı zamanda öykü yazmamı da olumlu etkileyeceğini düşünüyorum.
Üzerimdeki halsizliği atabilirsem en kısa zamanda bu projeye başlayacağım.
Tuna BAŞAR
yirmi7temmuz’09gecesi afyonkarahisar
Yorum Gönder